Murakami'nin okuduğum 2.kitabı.Haşlanmış Harikalar Diyarını daha çok beğenmiştim. Bu kitaptaki bazı bölümleri oldukça uzun ve abartılı buldum. Ama 2 kitabında da sergilediği müzik zevki ve karakterlerine dinlettiği şarkılar, onun müzik hakkında derin bilgilere sahip olduğu izlenimi bıraktı bende. Kahramanın dinlediği şarkıları okurken ben de açıp dinlemeyi alışkanlık haline getirdim. Ayrıca bu kitaptaki kahramanın yediği erişteler kitabı okurken canımın erişte çekmesine neden olup bol bol erişte de yememi sağlamıştır :) Kitap okumayı yazarla bir paylaşım olarak görüyorum ve Murakami'nin paylaşımları içten ve eğlenceli..Can sıkıntısında okunabilecek bir kitap..
Nakata amca karakterini çok başarılı buldum.
Bu kadar uzun bir romanın bu kadar akıcı olabileceğini düşünmemiştim.
ilk Murakami romanımdı , başka bir tanesine daha şans vermeye kesinlikle kararlıyım.
Karakterler ve kurgu birbiriyle uyumlu değil. Çok dikkatli kullanılmazsa fantastiğe dönüşmesi çok kolay olan gerçeküstü öğeler, onun romanlarında çok sakil duruyor. Benliğini yitirdiğinin, metamorfoza uğradığının farkında olan kahramanlarının iç dünyalarına sokulamıyor ve nedense bana tüm kahramanları yapay geliyor.
Kendini ararken kendinden kaçma, yaşamın sıkıntılarına katlanamama gibi şiirsel temaları Büyülü Gerçekçi bir tavırla ele alma çabasını takdirle karşılasam da bence gerçeküstü öğelerin kahramanlarla ve romanın dokusuyla bağdaşmaması Murakami'nin mesajını bu yöntemle anlatmasına engel olmuş. Daha gerçekçi şeyler yazıp temasını kurarsa derdini anlatır. Bu haliyle -Marquez'den sonra Büyülü Gerçekçi yazmaya çalışan hemen her yazar gibi- dokusuyla uyuşmayan plastik romanların yazarı olmaktan ötede değil bana göre.
Bunca yıldır kitap okuyorum, böyle uç ve kastırılmış bir benzetme görmedim!
"tembel bir cüce davulun üstüne çıkmışda ayaklarını sürtüyormuş gibi bir gökgörültüsü sesiydi"
Kitaba dönecek olursak 650 sayfalık bir kitabı bu kadar hızlı okuduğumu hatırlamıyorum, dil olarak son derece akıcı -öyküye nazaran- çevirmeninde büyük bir başarısı var. ama hiç sevmedim. Hiç sevmediğim birşeyi bu kadar hızlı bitirmem de ilginç oldu tabi. zati bolca ironiden bahsediyor kitap. ne de olsa doğan kitap. bir kez daha iyi bir yayınevi olmadığını ortaya koydu. tepkilerle uğraşmamak içinse herkesin zevki kendine der gözlerinizden öperim.
Uzun zamandır roman türü okumuyorum.Murakami'nin nobel adaylığı gündeme gelince bu kitabı okumaya karar verdim. Tek bir kitapla değerlendirme yapmak yanlış olsa da yazarın edebi gücünün Nobel için çok yetersiz olduğu kanısındayım.
Öykü ve karakterler ne kadar sıradışı olmaya çalışsalarda çok sıradan.Felsefi göndermeler ve metaforlar kitabın -en azından benim açımdan- en kayda değer yanı
Başlarda kitap nekadar yavaş ilerlıyo gibi gelse de ortalara dogru da bir o kadar akıcı ve merak uyandırıcı devam ediyor.en favori karakterlerim nakata ve hoşima olsada her karakterin ince ince işlenmiş olması etkileyiciydi.. ilk murakami kitabım di.. galiba Son olmayacak :)
Hepimiz doğduğumuzda bir kehanet ile doguyoruz. Kimimiz sadece bekleyerek kehanetle yüzleşir, kimimiz de üzerine giderek. Her ne olursa olsun kehanet adım adım kendini gerçekleştirmek için ilerler. Ve en sonunda baktığımızda kacsak da üzerine gitsek de kehanet gerçekleşmiştir. İşte o an gerçek biz oluruz. Yani aslında büyürüz. Bu kehanetle karşılaşmadan büyümek de mümkün değil aslında. Kimi buna kehanet der, kimi kader kimi de seçim.
Sürekli zamanın geçmesini istiyoruz. Ama aslında zaman biziz. Zaman bizi de değiştirerek bizimle birlikte ilerliyor.
Her sabah uyandigimizda yeni bir dünya!
Japonya'nın en önemli ve popüler yazarlarından biri olan Haruki Murakami ayrıca fantastik tür romanlarda dünyanın en önemli yazarlarındandır.
SAHİLDE KAFKA
2005 Yılı en iyi 10 romanı New York Times
2006 Yılı World Fantasy Ödülü
2006 Yılı Franz Kafka ödülü
Sürükleyici, akıl çelen bir roman. John Updike ( Arka Kapak Tanıtımından )
Roman 15 yaşındaki Kafka Tamura'nın evden kaçışıyla başlar. Sonrasında hemen sizi hikayenin içine sokan ve sarıp sarmayalan olaylar maceralar başlar.
Murakami benim en favori yazarlarımdan biridir. Bir çok romanını okumuş biri olarak her romanını okuyup bitirdiğimde bu şimdiye kadar okuduğum en güzel Murakami romanı diye düşünmüşümdür. Sahilde Kafka'yı da okuduğumda da aynı duyguya kapıldım. Hatta yaşamım boyunca okuduğum en güzel kitaplardan biri olduğunu da düşünüyorum.
Müthiş bir kurgu, son derece akıcı, olağan üstü karakterler ve mekanlar. Karakterler dediysem öle çok fazla değil yan karakterler yok denecek kadar az. ve hepsi akılda kalıcı. Bence sadece Nakata ve Hoşina için bile okunur. Hele Nakata'nın her söze Bendeniz Nakata pek akıllı değilmdir diye başlamasına bayılacaksınız.
Roman çok kalın gibi duruyor ama ( 651 Sh 49 Blm) gözünüzü korkutmasın, roman ilk sayfasından itibaren sizi fethediyor ve elinizden bırakamıyorsunuz. Ayrıca bence yazarın uzun soluklu eserleri kısa olanlardan çok daha iyi Bir önce yazarın okumuş olduğum kısacık Tuhaf Kütüphane ve Uyku adlı kitapları beni çok hayal kırıklığına uğratmıştı.
Ben Murakami'nin her eseri gibi bu romanınıda çok severek okudum. Çok az Romanda düşündüğüm keşke bitmeseydi dediğim romanlardan biri oldu Sahilde Kafka.
Sonuç olarak yazarı sevenler ve takip edenler kesin okumuştur. Ben yazarı tanımayanlar veya adını duyup ta henüz bir kitabını okumayanlar için özellikle bu romanını yazarla tanışmak için çok tavsiye ederim. Eminimki sizde okuduktan sonra sıkı bir takipçisi olacaksınız..
--Yüreğin, uzun yağmurlarla taşan ırmaklara döner. Yeryüzündeki tüm işaretler o selin altında kalmış, karanlık bir yerlere sürüklenmiştir. Yağmursa, o taşan ırmağın üzerine yağmaya devam eder. Böylesi sel manzaralarını televizyon haberlerinde her görüşünde aklına geliverir. "Evet, aynen böyle, benim yüreğim de böyle işte" dersin.--
Muthis bir Murakami kitabi daha...Tadina varamadigim, bitirmemek icin yavas yavas okudugum, harika bir roman... 1Q84 sonrasi, gene beni benden aldi demeliyim.
15 yasinda ki Kafka Tamura"nin evden kacisi ile baslayan kitap, oyle fantastik ilerliyor ki... Gecmis, simdi ve gelecegin icice yasandigi, varolan dunyanin icinde varolan baska bir dunyanin kesfi, ormandaki labirentde kaybolan Kafka"nin, icindeki labirenti kesfetmesi ve sonunda cikisi bulmasi...Bu arada konusan kediler, oldurulen Jonny Walker"lar, gokten yagan sulukler, dost kargalar, vs. ....bilmem sirf bunlari saymam bile, nasil degisik bir roman oldugunu anlatmaya yetebilir mi??? Mutlaka okunmali.
Bu hafta Sahilde Kafka kitabına daldım . kitabı her elime aldımda kendimi Kafka Tamuro nun dünyasında buluyorum. Henüz kitabın 2/3 undeyim ama o kadar etkilediki beni kitap hakkinda bir kaç satır yazma ihtiyacı hasıl oldu . öncelikle kitabın Japonya da geçtiğini gerçeğine rağmen Murakami ; Lewis Carrol ın Alicede sunduğu gibi farkli bir masalda hissettiriyor bizi. 5 ana karakter 2 farklı hikaye ile birden harmanlanıyor kurgu ve bizi jonhie walker dan KFC nin simgesel yüzü beyaz saçlı beyaz sakallı figursel karakter gibi POP kültürün öğeleri ile buluşturuyor. Gökten balık sülük yağdırma , kedilerle konuşmak vb absürd yetenekleri ile sarıp sarmalıyor karakterler. Kitap ile ilgili tek elestirim dogan kitabin kalitesiz basimi ve fahiş fiyatı . Korsan olarak hediye geldi bana bende e kitabını okumaya geçtim. Doğan kitap , baskı kalitesini tekrar eski seviyesine getirmez ise orjinal kitap almayacagim korsanda almam e kitap okurum. 650 sayfalik kitabin kalinliginin yaridan aşağı dusmesi sayfalarin peçete kağıdı gibi olmasi ustune bu kadar maliyetten düşen 35 tl lik kitabi yine ayni fiyata satilmasini kabul etmeyeceğim.
İlginç bir konu, İlginç bir anlatım tarzı, abartılmış ve biraz da rahatsız edici öğeler içeren cinsellik.
Böylesine bir metafor girdabının bu kadar yalın ifade edilebilmesi muazzam bir şey doğrusu.Gizemli ama bir o kadar da açık, karışık ama aslında bir o kadar düz. Gemici düğümü gibi bir roman. Tüm o karmaşık düğüm doğru noktadan tek bir hareketle çözülüyor. O noktayı bildiğiniz sürece de düğümün çözülüp çözülmemesinin bir önemi kalmıyor aslında. Ve insanoğlu hayatında bir kere de olsa o noktayı biliyor gerçekten. Belki bu açıdan biraz entelektüel birikimden ziyade doğru zamanda okunması gereken kitaplardan biridir. Nedense her okunuşta aynı tadı vermeyeceğini, her seferinde farklı bir yönüyle cezbedeceğini düşünüyorum.
Romanın en dikkat çekici unsurlarından biri de karakterleri. Finalde dahi hiç birini yargılamadığımı farkettim. Duygu olarak da her birine neredeyse eşit yaklaştım. Tabii Nakata'ya biraz daha sevgi ve Oşima'ya biraz daha saygı besliyor olabilirim. Ama kurgu dahilinde hiç birinin diğerinden çok daha özel ya da daha nefretlik olduğunu düşünmedim.
Bir bütün olarak roman çok akıcı ve sürükleyici. Final mi? Varsayım olarak geçerliliğini koruyor... ;)
Bir kere her şeyden önce 600 küsür sayfa olduguna bakmayin. Okudukça okuyasi geliyor insanin. Icine çekiyor okuyucuyu..Haruki Murakami'nin okuduğum ilk kitabi. Ve kesinlikle devaminin gelmesi için, istim üstü bir kitap , harika bir başlangıç.. Gelelim kitabin içeriğine.. Sen tut, 3 4 ayri olayla kitaba basla, 15 yasinda babasinin kehanetinden kurtulmak icin alip sirt cantasini giden gencle başla, sıradışı bir adam , hayvanlarla konusabilen , okuyamayan, yazamayan bir adamla kitabi sürdür, sonrasinda kitap seni götürsün köşede bir seylerin cereyan etmesini bekleyen bit kutuphane ve yine iki farkli , gizemli kisi. Kedi kesen bir manyak. Ürkütücü bir orman , ve o ormanda ikinci dunya savaşında kaybolan ve birilerinin gelmesini bekleyen askerler.. Bir kamyon şoförü.. Sen bunca kisiyi, bu kadar olayi al , işle ve hepsini tek noktada kesiştir. Ustalik diye buna denir. Murakami giriş yapmis, dağıtmış ortalığı, bile isteye ve en sonunda da tum malzemeyi ortaya koymuş, bir şaheser sunmuş. Çok beğendim. Hic sıkmadı okurken. Bu kadar absürd kisilik, bu kadar siradisi olay. Değişik, ilgi cekici. Ha hic mi beğenmediğin bir sey olmadi. Tabiki oldu. Bazi fantastik unsurlar hosuma gitmedi, detay vermeyecegim. Ve kitabin sonu da nokta atışı yapmamış. Bu kadar saglam bir eser cılız bitirilmiş.
Bu kitabın gerçek değer 3 puan ama vikitaptaki gereksiz yüksek puanının biraz olsun gerçeği yansıtabilmesi için 1 puan verdim. Öncelikle şunu söylemeliyim bu kitabı büyük umutlarla aldım neredeyse her forumda her sitede övgülerle anılıyor. İlk Haruki Murakami tecrübem oldu ve hiç memnun kalmadım ki japon kültürünü ve üslubunu severim direk atlarım. Ona rağmen üslubunu zayıf ve 600sy uzatılmasını gereksiz buldum. Kitaptaki felsefi tartışmalar çok basit ve yavandı, azıcık da olsa yaşam-ölüm-bundan sonraki hayat üçlemesini kafasında netleştirmiş insanlar çok sıkılacaktır. Ayrıca internet yorumlarında kimse kitabın üstüne kurulduğu kehanetten bahsetmiyor.
Dikkat! Bu noktada sonrası SPOILER içerir:
Detaylara gelirsek Kafka Tamura evden kaçmak için 3sene hazırlık yapıyor ve kimseyle ilişki kurmuyor ama maşallah kaçar kaçmaz sosyal kelebek,gittiği her yerde izzeti ikram. Bir tek Nakata-Hoşino ikilisini sevmiştim onları da sonunda halletti ve aşırı gereksiz cinsel içerik vardı, onu da Japonların duygusuz cinsel iştahlarına veriyorum.