Yaşamak; Fugui bey ve ailesinin aşırı acıklı hikâyesinin anlatıldığı bir roman. Dram üstüne dram bir hikâye. Yalnız, dram ve hayal kırıklığı dolu hayatını anlatırken Fugui, bakkaldan ekmek istiyormuş gibi anlatıyor. Demek istediğim şu, öyle basit bir dil var ki, metin bütün o üzünç anıların içinden hızlıca akıp geçiyor. Bir şeye tüh be deyip tam üzülecekken daha beteriyle karşılaşıyorsun birden. Ve bu okurun kendini anlatıya kaptırmasına mani olmuyor, her bir anı, her bir duyguyu hissediyorsun. Hani şair diyor ya "kaldı bu silinmez yaşamak şuçu üzerimde" diye, işte Fugui abimizin ahvali de böyle. Jaguar Kitap, en çok da, bu tür eserleri keşfedip bizimle de tanıştırdığı için kıymetli. Ayrıca çevirmenin kurmuş olduğu dil muazzam. Yani iyi bir çevirmen olarak Bahar Kılıç ismini her fırsatta anımsattıracak cinsten.
Bu yorumu yazmadan önce bir fotoğraf albümü/kitabı nasıl puanlandırılabilir diye düşündüm. Renk, açı, duygu vs... Daha çok hissettirdikleri önemlidir dedim kendi kendime. Fotoğraflara bakarken sıklıkla Herzog'un Buzda Yürüyüş kitabını anımsadım. Soğuğuna kadar hissettim fotoğrafları, dalgaları işittim. Bence bu bile puanlamak için yeterli bir sebepti.
Auster'ın okuduğum -üçlemeyi tek kitap sayarsak- beşinci kitabı. Okuduğuma pişmanım, ama kötü bir romanla karşı karşıya olduğum için değil, çok erken okumuş olduğum için. Auster, başka kitaplarındaki karakterlerini hikâyeye dahil ediyor. Bir nevi onlarla, ya da onlar Auster'la hesaplaşıyor. Haliyle okumadığım, tanışmadığım bir karakter mevzu bahis olunca biraz havada kalıyor anlatılan. Belki bütün eserlerini okuduktan sonra bir kez daha okuyabilirim.