Bir şey sunulmuştu bana, bir hediye, bir meyve. Ama ben o meyveden tadamadım, gök erik gibi kaldı avcumda dünya. Şimdi ben uykusuzum, yalınayağım, kendimle meşgulüm. Kapımın önünde boş peynir tenekeleri, yağmur suyu biriktiriyorum. Kendi kendime, sanatçı tecrübe edinemeyen insandır, diyorum, bu dünyada hiçbir tecrübesi olmayan insandır ama şimdi sen karala bunun üstünü, yırt sen bunu, olmadı çünkü, olmadı işte. Nafile.Bir intiharın çevresinde, insanlar...O kızın intiharıyla birbirlerine yaklaşan... Kendi içlerine ve geçmişe dalan... Onu kaybetmenin acısıyla başka sevdiklerine eğilen... Nasıl da mühimdir aşk sakarlıkları, sevgi ihmalleri; nasıl hayat kurtarır eşin-dostun bakım, onarımı... Barış Bıçakçıdan, yine usul usul edebiyat.Barış Bıçakçının dingin, gösterişsiz, suskusundan güç alan öykülerinin son zamanlarda okuduğum en güzel öyküler arasında olduğunu söyleyebilirim. Ne anlattığı sanki önemli değilmiş, ama anlatım biçimi ve diliyle de sıradanmış gibi görünüyorsa size, okuma alışkanlıklarınızı adam akıllı gözden geçirmeniz gerekir.Semih Gümüş
Bir şey sunulmuştu bana, bir hediye, bir meyve. Ama ben o meyveden tadamadım, gök erik gibi kaldı avcumda dünya. Şimdi ben uykusuzum, yalınayağım, kendimle meşgulüm. Kapımın önünde boş peynir tenekeleri, yağmur suyu biriktiriyorum. Kendi kendime, sanatçı tecrübe edinemeyen insandır, diyorum, bu dünyada hiçbir tecrübesi olmayan insandır ama şimdi sen karala bunun üstünü, yırt sen bunu, olmadı çünkü, olmadı işte. Nafile.Bir intiharın çevresinde, insanlar...O kızın intiharıyla birbirlerine yaklaşan... Kendi içlerine ve geçmişe dalan... Onu kaybetmenin acısıyla başka sevdiklerine eğilen... Nasıl da mühimdir aşk sakarlıkları, sevgi ihmalleri; nasıl hayat kurtarır eşin-dostun bakım, onarımı... Barış Bıçakçıdan, yine usul usul edebiyat.Barış Bıçakçının dingin, gösterişsiz, suskusundan güç alan öykülerinin son zamanlarda okuduğum en güzel öyküler arasında olduğunu söyleyebilirim. Ne anlattığı sanki önemli değilmiş, ama anlatım biçimi ve diliyle de sıradanmış gibi görünüyorsa size, okuma alışkanlıklarınızı adam akıllı gözden geçirmeniz gerekir.Semih Gümüş
Çok güzel bir Barış Bıçakçı kitabı. Yine tertemiz bir anlatım, sadece kitabın içindeyken sarsıcı anlamlara bürünen güzel cümleler, alıntı yapılınca darmadağın olacak ifadeler var kitapta. Bıçakı'nın kitaplarında bu bütünlük hep var.
Bir çok okuyucunun yaşadığı sıkıntıyı ben de yaşadım. Kitabın bölümlere ayrılıp her bölümün anlatıcısının sürekli değişmesi, kafamı çok karıştırdı. Hangi bölüm kimin ağzından anlatılıyor bunu anlayıncaya dek kitabın içine giremedim.
Barış Bıçakçı'nın bunu bilerek yaptığını düşünüyorum: O okuyucusundan çok şey bekleyen bir yazar. Bu denli sade yazmasının sebebi de bu: Okuyucudan bekliyor yazılmayan bir çok şeyi düşünmeyi, boşlukları doldurmayı, hikayeyi kurgulamayı. Bu çoğu okuyucu için yeni ve yorucu bir deneyim.
Yine de bu karmaşık anlatım kitabın yoğunluğunu bir nebze seyreltiyor. Bunu söylemek lazım.
Aklımdan, okuyacaklara yardım etmek için her bölümün anlatıcısını buraya yazmak geçiyor aslında; ama bu Barış Bıçakçı'nın seçimine saygısızlık olur sanırım.
Yavaş yavaş, ususl usul okuyun, kitap kendini açacaktır size. O zaman karşınızda yetkin ve etkileyici bir roman göreceksiniz.
Dün gece sıcaktan bunalıp balkonda devam ettim Barış Bıçakçı'nın Bir Süre Yere Paralel gittikten sonra kitabını okumaya.
'' Ve ben bir adım atarak korkuluğa yaklaşacağım, saçlarımı balkondan aşağı sarkıtacağım, kendimi boşluğa bırakacağım. yolda karşıma iyi niyetli biri çıkacak ve soracak olursa, aşağıdaki insanları gösterip, bir süre yere paralel gittikten sonra onlara anlamayacakları şeyler anlattım, diyeceğim. öyle olsun.''
Kısmını okurken balkon demirliklerine tutunduğumu farkettim. İstemsizce Başak'ın intiharını okurken balkon demirlerine ulaşabildiğim yere kadar tutunup, bırakıp, kitaba tutunup, demirliklerin biraz daha üst kısımlarına dokunmaya çalıştığımı farkettim. Bir de Şimdi bu duvar yazısını görünce ;
'' Balkon demirliklerine tutunmak yetiyor mu ? '' diye düşünmedim değil.
O kadar cesur değilim Başak, o kadar cesaretli değilim Barış Bıçakçı...
çok çok çok güzel. buraları alıntıyla dolduracağım.
Barış Bıçakçı'nın her zamanki sade yalın duru anlatımından muhteşem bir kitap daha. Başak intihar eden ancak öldükten sonra geride bıraktıklarının hayatlarını baştan değiştiren bir karakter. Roman Başak'ın intihar sebebini(lerini) yavaşça irdelerken geride bıraktıklarının hayatlarına da usul usul sokuyor okuyucuyu ve bu karakterler üzerinden kendimizi yaşantımızı başarılı bir biçimde sorguya çekmemizi sağlıyor.
Gerek kitabın ismindeki kelimelerin dizilişi gerekse çok yönlü anlamıyla okunmayı gerçekten hak ediyor.Okuduktan sonra uzun uzun düşünmeniz gerektiğini de vurgulamalıyım.
Üslubunu çok beğendim. Kelimeleri çok iyi kullanıyor gerçekten. Keşke daha uzun olsaydı. Tadı damağımda kaldı resmen.
İlginç bir kitap, ilk okuyuşumda ellinci sayfaya kadar okuduğumdan bir şey anlamadım, her şey karman çorman, olaylar alakasız gibi geldi; ama sonra her şey yerli yerine oturmaya başlayınca, okuduğumdan keyif almaya başladım, hatta kitap bitmesin istedim.
Kitabı bitirdikten sonra, ilk elli sayfayı tekrar okudum. Bu sefer karışıklık gelmedi doğal olarak, her parça yerine oturdu.
Bir Barış Bıçakçı kitabından sonra hayatım hiçbir zaman eski haliyle devam etmez.
Bu kitabı okuduğumdan beri ''yere paralel gidiyor ve insanlara anlamayacakları şeyler anlatıyorum''.
Karton Cilt, 136 sayfa
2008 tarihinde, İletişim Yayınları tarafından yayınlandı