stendhal sendromu, 17 adet değerlendirme yapmış.  (2/3)
Kuşlar da Gitti
Gülüşün ve Unutuşun Kitabı
Gülüşün ve Unutuşun Kitabı

7

"Öyle bir insanlık ki, hiçbir şey bilmemekte, hiçbir şey anımsamamakta, adları olmayan kentlerde oturmaktadır. O kentlerin sokakların adları yoktur ya da bir gün öncekinden başka bir ad taşımaktadır, çünkü ad geçmişin bir sürekliliğidir ve geçmişi olmayan insanlar da adsız insanlardır." syf.186

Deli Kadın Hikayeleri
Deli Kadın Hikayeleri

10

"Çocuğum benim sokaklarına bile çıkmaya cesaret edemediğim bu memlekette yaşasın diye… Onu doğurdum ve öldüm. Yirmimde. Şimdi mütemadiyen gömüyorlar beni. Derine..derine.. Hep daha derine. “ Deli Kadın Hikayeleri, Mine Söğüt, Syf. 125 Durup durup okuduğum, okurken tamamını ezberlemek istediğim kitap. Kadın olmak, kadın olabilmek, kadın olarak yaşamak ne kadar iyi anlatılabilir ki? sorusunun cevabı olan kitap. Mutlaka okuyun!

Rezil Dünya
Rezil Dünya

7

Bir tane dahi yorum ve değerlendirme olmaması şaşırttı. Faik Baysal'ın yalın dili ve güçlü kalemi kendini romanın ilk sayfalarında hissettiriyor. Okursanız bayılacağınız bir roman değil, ama kanımca okunmazsa çok şey kaçırılacak roman. Bundan 10 sene sonra da okunsa zamanın ruhuna ayak uyduracağına, betimlenen toplum sorunlarnın hala aynı kalacağına inandığım roman. "Haklıydı, ne dese haklıydı. Kodamanlara, dokunulmazlık zırhı arkasına sığınıp devletin içinde apayrı bir devlet kuran ahlaksız, milleti soyan politikacılara, memleketin yüce çıkarları için halka keçiboynuzu yedirip muzu yutanlara, savaş tehlikesi karşısında kendi çocuklarını dışarı kaçırıp garibanların evlatlarını cepheye sürenlere ne dense azdı elbette. Bu heriflere yakışan bir küfür de bulamadım dağarcığımda."

Galiz Kahraman
Galiz Kahraman

8

Alışılagelmişin dışında bir üsluba sahip Oktay Anar'ın son kitabı. Mizahı kuvvetli, hayal ile gerçeği iç içe geçiren İhsan Oktay Anar'ın çirkin kahramanımız Amil'i baz alarak anlatılanlar göz önüne alındığında toplum gerçekçi olarak algıladığım roman. Yaptığı tespitler ve bu tespitleri sunuş şekli insanı kalemine hayran bırakmaya yetip artıyor. "Kadınlar kavga etmezdi ama bütün kavgalar kadınlar içindi, medeniyeti kadınlar kurmamıştı ama medeniyet kadınlar için kurulmuştu. Kısacası zaten mankafa olan erkek taifesi, cins-i latifi görür görmez daha da bir delirdiği için, onu elde etmek gayesiyle gece gündüz demeden didinip yırtınarak icatlar yapmış, ayağına üşenmeyip keşif seyahatlerine çıkmış, sırf onları tavlamak için kendini paralayıp cilt cilt kitaplar yazmıştı. Hanım kısmı erkeğin, zavallının kalbine aşk okunu sokup gebe bırakır, sonra da dokuz doğurturdu."

Yedinci Gün
Yedinci Gün

8

Puslu Kıtalar Atlası'ndaki sürrealist kurgu ile bir daha karşılaşamayacağım ön yargısı ile okuduğumdan mıdır nedendir diğerleri kadar tat alamadım. Bakış açısı, ilginç benzetmeleri, beklenmedik olaylar dizisine söylenecek söz yok elbette. Okunmaya değer bir roman.

Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin Hikayesi

9

Okumaya başlar başlamaz bi kaç defa kitabın ön kapağına bakıp "Livaneli mi hakikaten?" dediğim kitap. Olay kurgusu, kitabın sonu, psikolojik betimlemeler Livaneli kitaplarında hiç karşılaşmadığım türden. Ayrıca akıcı olay kurgusu ve alıştığımız yalın Livaneli üslubu ile bir bir haftada bitirebilinen harika bir roman.