O yılları hatırladıkça bizim kuşak için anlamlı olan bir on yıldan, başka türlü anlamlar yüklenmiş başka bir on yıla geçtiğimizi, bu arada büyümüş olduğumuzu gördüm. Büyümüş olmak mıydı içimi burkan, yoksa o tuhaf masumiyet miydi, bilmiyorum... Ben çocukken büyükler konuşmalarına, Bizim zamanımızda... diye başlarlardı: Gaz lambasında ders çalışırdık. Bu kitapta ben de, Bizim zamanımızda... diye söze başlıyorum. Cep telefonu yoktu, şehirlerarasına telefon bağlatırdık. ... Kâğıdı oldum olası seven biri olarak gelecekte söze şöyle başlanmamasını dilerim: Bizim zamanımızda kitap diye bir şey vardı, kâğıttan yapılıyordu...Ayfer Tunç, kısa zamanda bir kült kitaba dönüşen Bir Mâniniz Yoksa Annemler Size Gelecekte, küçük, önemsiz, sıradan gibi görünen şeylerden yola çıkarak Türkiyenin 1970li yıllarının kimi zaman gülümseten, kimi zaman yürek burkan bir panoramasını sunuyor. Usta bir öykücünün belleğinden süzülüp gelen kitabın yeni basımını yeni fotoğraflarla zenginleştirerek sunuyoruz.
O yılları hatırladıkça bizim kuşak için anlamlı olan bir on yıldan, başka türlü anlamlar yüklenmiş başka bir on yıla geçtiğimizi, bu arada büyümüş olduğumuzu gördüm. Büyümüş olmak mıydı içimi burkan, yoksa o tuhaf masumiyet miydi, bilmiyorum... Ben çocukken büyükler konuşmalarına, Bizim zamanımızda... diye başlarlardı: Gaz lambasında ders çalışırdık. Bu kitapta ben de, Bizim zamanımızda... diye söze başlıyorum. Cep telefonu yoktu, şehirlerarasına telefon bağlatırdık. ... Kâğıdı oldum olası seven biri olarak gelecekte söze şöyle başlanmamasını dilerim: Bizim zamanımızda kitap diye bir şey vardı, kâğıttan yapılıyordu...Ayfer Tunç, kısa zamanda bir kült kitaba dönüşen Bir Mâniniz Yoksa Annemler Size Gelecekte, küçük, önemsiz, sıradan gibi görünen şeylerden yola çıkarak Türkiyenin 1970li yıllarının kimi zaman gülümseten, kimi zaman yürek burkan bir panoramasını sunuyor. Usta bir öykücünün belleğinden süzülüp gelen kitabın yeni basımını yeni fotoğraflarla zenginleştirerek sunuyoruz.
Beklediğimden daha didaktik bir kitap. İsminden ve arka kapak yazısından beklentim daha hayata dair hikayelerin olmasıydı. Biraz ansiklopedik bilgi düzeyinde kalmış. 70'leri hatırlamak adına tarihe bırakılmış bir not gibi.
Kitap ilk başlarda su gibi aktı. 70 leri anlatmasına ve ben 80lerde doğmuş olmama rağmen ortak yaşanan,yaşanmasa da anne babadan duyulan noktalar vardı. Eskiyi yad ede ede keyifle ilerledim. Ancak kitap sanıyorum fazlaca uzun olduğundan biryerden sonra o kadar nostalji insana ağır geliyor ve okuma hızı ciddi ölçüde yavaşlıyor. Benim okuduğum ilk Ayfer Tunç kitabıydı ama okuduğum yorumlara bakılırsa kitaplarının en iyisinin bu olmadığı kesin.
70'ler ve 80'leri özleyenlere şeker tadında bir kitap. Eski özlemlere,çocukluk günlerine geri dönüş.
88 doğumluyum ve çocukluğum 90'lı yıllarda geçti. Bu kitap ise 70'leri anlatıyor. Fakat kitapta anlatılan çoğu şeyi kendi çocukluğumdan hatırlıyorum.
İnanılmaz eğlenceli ve duygulu bir kitap. Sadece yazarın taraflı üslubunu sevmedim. O nedenle puanım 9. Fakat içerik 10 kesinlikle. Yakın tarihi yaşamak isteyen herkese tavsiye ederim.
Ayfer Tunç 70'li yıllardaki hayatı, insanları anlatmış bu kitapta. Oldukça farklı konularda, detaylı anlatımlara yer vermiş. Benim ilgimi çekmeyen, hiç okumadığım birkaç bölüm oldu. Bazı bölümlerde 70'li yıllar olmasına rağmen çok tanıdık manzaralarla karşılaştım, yıl 2012 de olsa bazı şeyler hiç ama hiç değişmemiş. Bazı şeyler ise zaman içerisinde tamamen kaybolup gitmiş. Ayfer Tunç'un kitapta sık sık söylediği gibi, tasarruf anlayışının hakim olduğu yıllardan tüketim toplumu olduğumuz günümüze nasıl gelindiğini örneklerle bu kitapta görebilirsiniz.
Ayfer Tunç'un okuduğum ilk kitabı. Belki yanlış kitaptan başladım, üslubu akıcı değildi. Ben 70'leri görmedim fakat anlattıkları günümüzde varolan şeyler. Yani 70'lerde hayatımızdan çok, Türkler nasıl yaşar gibi bir kitap; misafire çay ikram etmek, çocukların oynarken kavga etmesi vs gibi. Buna ek olarak siyasetin hayata etkilerini daha çok merak ediyordum ancak 430.sydan sonra onlardan bahis açıldı. Ve ne yazık ki yazar, klasik Atatürk-Din çatışmasından çok etkilenmiş. Nedense insanlar Atatürkçü şahıs bir dine mensub olamaz ya da dindar bir şahıs Atatürk'e saygı duyamaz gibi bir söylem geliştirmiş. Bknz:
"Dindarlığı gösterişe çevirmek isteyen bazı kadınlar gülsuyuyla adeta yıkanırlar,abartılı nidalarla kendilerinden geçerler ama çağdaş bir Cumhuriyet kadını dindarlık gösterisi yapmaya çalışan hanımla ağız dalaşına girer ve genelde çağdaş olan kazanırdı"
"Kurban bayramlarının ilk günü vahşi bir şekilde kurban kesmekle geçerdi"
"Bu vahşi eylemi yerine getirebilmek herkesin harcı değildi"
"Batı'dan ithal edilen, pastaya mum dikme ve iyi ki doğdun şarkısını söyleme adeti, dönemin tutucularını çileden çıkartıyordu."
Ben severek okudum Okursanız 2000 li yılların duyarsizligina, bencilligimize, gotten sebeplerle kendimize yarattigimiz problemlere ve de o mekanik hayatlarimiza lanet edersiniz
http://aanyankaa.tumblr.com/post/48799025631/70li-y-llar