Natüralizm akımının en önemli temsilcilerinden olan yazar, romanları için gerekli yaşam deneyimini zorluklar içinde geçen gençlik yıllarında kazandı. Zola, romancının olayları bir izleyici gibi kaydetmekle yetinmemesi, kişileri ve tutkularını bir dizi deneyden geçirirken, duygusal ve toplumsal olguları bir kimyacı gibi işlemesi gerektiğini savundu. Kuzey Fransa’da uzlaşmaya yanaşmayan maden işçilerinin grevini konu alan Germinal sadece Zola’nın değil, Fransız edebiyatının da en değerli eserleri arasında sayılmaktadır.
Natüralizm akımının en önemli temsilcilerinden olan yazar, romanları için gerekli yaşam deneyimini zorluklar içinde geçen gençlik yıllarında kazandı. Zola, romancının olayları bir izleyici gibi kaydetmekle yetinmemesi, kişileri ve tutkularını bir dizi deneyden geçirirken, duygusal ve toplumsal olguları bir kimyacı gibi işlemesi gerektiğini savundu. Kuzey Fransa’da uzlaşmaya yanaşmayan maden işçilerinin grevini konu alan Germinal sadece Zola’nın değil, Fransız edebiyatının da en değerli eserleri arasında sayılmaktadır.
Daha önceden niye okumadım ki diye sorup duruyorum kendime
Herkesin en azından bir kere okuması gereken büyük bir eser Germinal.
http://sakizcevizdeniz.blogspot.com/2014/06/germinal-emile-zola.html
100 yıl önce yaşananlar hala devam ediyor Türkiye'de. #Soma
Okuduğum yayın evinin (İlya) çevirisinin berbatlığına ve imla hatalarına rağmen Suç ve Ceza'dan sonra okuduğum en güzel klasik.
Kitap, Etienne adındaki bir gencin kasabaya gelmesiyle başlıyor. Diğer işçilerle beraber madene inip kısa zamanda Maheu ile yakınlık kuruyor. Bu esnada da madencilerin yaşamının zorluğuna yakından tanık olabiliyoruz. Bu sefil hayat ve Etienne'in kafasında filizlenen sosyalist fikirler sonucunda büyük bir grev G. Zola, tüm bu süreci o kadar gerçekçi anlatıyor ki geceleri kendimi aç yatmışım gibi hissetmekten alıkoyamadım. Madendeki göçük ise Soma olaylarının tekrar hatırlatıp canımı daha da yaktı zira okurken bile kendimi orada boğuluyor gibi hissettim. Ve yüzyıllardır değişen hiçbir şey yok! Aynı acıları yaşayıp duruyoruz.
"Ölüm lambaya üflüyor işte."
natüralizmin lezzetini veren en güzel roman...
1800'lü yıllarda yazılmış bu başyapıtı 2016 senesinde büyük bir zevkle okudum. Yüzyıllar geçse de emeği sömürülen insanlar, dünyanın adaletsizliği, açlık, adaletli bir dünyaya beslenen umutlar bitmiyor. Zola bunu öyle güzel ve başarılı bir şekilde anlatmış ki romanı okumadım, resmen yaşadım. Elimden bırakamadım, son 30 sayfada ise koltuğa bile oturamadım heyecandan..Can Yayınlarının çevirdiği kitabı tavsiye ediyorum..
Emile Zolaya beni hayran ettiren kitap.Yazar yaşadığı dönemi çok iyi tahlil edebilmiş ve bunu kitabına çok iyi yansıtmış.
Karton Cilt, 556 sayfa
Mayıs2013 tarihinde, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlandı