Swann'ların Tarafı / Kayıp Zamanın İzinde (1. Cilt)

... tıpkı Japonların, suyla dolu porselen bir kaseye akıttıkları silikkağıt parçalarının, suya girer girmez şekillenerek, renklenerek belirginlik kazandığı, somut, şüpheye yer bırakmayan birer çiçek, ev, insan olduğu oyunlarındaki gibi, hem bizim bahçedeki, hem M. Swannın bahçesindeki bütün çiçekler, Vivonne nehrinin nilüferleri, köyün iyi yürekli sakinleri, onların küçük evleri, kilise, bütün Combray ve civarı şekillenip hacim kazandı, bahçeleriyle bütün kent çay fincanımdan dışarı fırladı, Combrayde günbatımı, alışkanlık, iyi geceler öpücüğü, Françoise, ıhlamura batırılan madlen, Léonie Hala, kilise, Adolphe Amca, pembeli kadın, bahçede kitap okuma, akdikenler, mehtapta gezinti, sonbahar yanlızlığı, arzunun doğuşu, Balbec, zambak kokan oda, Verdurinler ve müritleri, Swannla Odettein karşılaşması, Vinteuilün sonatı, Swannın aşkı, kasımpatları. kıskançlık, yalan, bekleyiş, müziğin dili, Champs-Elyséesde karlı günler, Gilberte, hayal kırıklığı, umut... Ihlamura batırılan bir madlenle yeniden yakalanan, belleğin yaratıcı gücüyle yeniden canlandırılan bir geçmiş... TADIMLIKYanağımı, bir şefkat duygusuyla, yastığın, tıpkı çocukluğumuzdaki yanaklar gibi tombul ve körpe olan güzel yanaklarına gömerdim. Saatime bakmak için bir kibrit çakardım. Neredeyse geceyarısı. Mecburen seyahate çıkıp geceyi bilmediği bir otelde geçirmek zorunda kalan hastanın, bir nöbetle uyandığı ve kapının altındaki ışık huzmesini görerek sevindiği an. Ne mutluluk, sabah olmuş bile! Hizmetkârlar az sonra kalkar, zili çaldığında imdadına gelirler. Acılarının dineceği umudu, ıstırabına katlanma metaneti verir hastaya. İşte, ayak sesleri duymaktadır; sesler yaklaşır, sonra uzaklaşır. Kapının altındaki ışık huzmesi yok olmuştur. Saat geceyarısıdır; havagazını kapatmışlardır; son hizmetkâr da gitmiştir ve bütün gece çaresiz ıstırap çekmesi gerekecektir. Tekrar uykuya dalardım, ara sıra, bir iki saniyeliğine, doğramaların canlıymışçasına çıtırdamasını işitecek kadar, gözlerimi açıp karanlığın kaleidoskopuna bakacak kadar, anlık bir bilinç ışıltısı sayesinde, eşyaları, odayı ve benim yalnızca küçücük bir parçası olduğum ve duyumsuzluğuna hemen dönüverdiğim bütünü sarmalayan uykunun tadına varmaya ancak yetecek kadar kısa sürelerle uyanırdım. Bazen de uykumda zahmetsizce, hayatımın ilk yıllarına, sonsuza dek geçmişte kalacak bir yaşa döner, çocukça korkularımdan birini, mesela -benim için yeni bir dönemin başlangıcını simgeleyen- saçlarımın kesildiği güne kadar yaşadığım bir korkuyu, büyükamcamın buklelerimi çekmesi korkusunu tekrar yaşardım. Uyurken saçlarımın kesildiğini unutmuş olur, büyükamcamdan kurtulabilmek için uyanmayı başardığım an, derhal hatırlardım, ama rüyalar âlemine geri dönmeden önce tedbirimi alıp başımı sımsıkı yastığıma gömerdim.

... tıpkı Japonların, suyla dolu porselen bir kaseye akıttıkları silikkağıt parçalarının, suya girer girmez şekillenerek, renklenerek belirginlik kazandığı, somut, şüpheye yer bırakmayan birer çiçek, ev, insan olduğu oyunlarındaki gibi, hem bizim bahçedeki, hem M. Swannın bahçesindeki bütün çiçekler, Vivonne nehrinin nilüferleri, köyün iyi yürekli sakinleri, onların küçük evleri, kilise, bütün Combray ve civarı şekillenip hacim kazandı, bahçeleriyle bütün kent çay fincanımdan dışarı fırladı, Combrayde günbatımı, alışkanlık, iyi geceler öpücüğü, Françoise, ıhlamura batırılan madlen, Léonie Hala, kilise, Adolphe Amca, pembeli kadın, bahçede kitap okuma, akdikenler, mehtapta gezinti, sonbahar yanlızlığı, arzunun doğuşu, Balbec, zambak kokan oda, Verdurinler ve müritleri, Swannla Odettein karşılaşması, Vinteuilün sonatı, Swannın aşkı, kasımpatları. kıskançlık, yalan, bekleyiş, müziğin dili, Champs-Elyséesde karlı günler, Gilberte, hayal kırıklığı, umut... Ihlamura batırılan bir madlenle yeniden yakalanan, belleğin yaratıcı gücüyle yeniden canlandırılan bir geçmiş... TADIMLIKYanağımı, bir şefkat duygusuyla, yastığın, tıpkı çocukluğumuzdaki yanaklar gibi tombul ve körpe olan güzel yanaklarına gömerdim. Saatime bakmak için bir kibrit çakardım. Neredeyse geceyarısı. Mecburen seyahate çıkıp geceyi bilmediği bir otelde geçirmek zorunda kalan hastanın, bir nöbetle uyandığı ve kapının altındaki ışık huzmesini görerek sevindiği an. Ne mutluluk, sabah olmuş bile! Hizmetkârlar az sonra ... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Profil Resmi
10 puan

Bir erkeğin kadınsı bir detaycılık ve hassasiyetle geçmişinden, anılarından bahsettiği harika bir kitap. Uzun tasvirlerden hoşlanmayanlara tavsiyem hiç elinize almayın kitabı. Marcel Proust'un tek kötü özelliği noktayı az kullanıyor olması. :)

10 puan

Gerçekten edebiyat okumak isteyenler için bir kitap. Uzun cümleler ve paragraflar, mükemmel detaylı tasvirler, karmaşık ruh halleri, bir anlık tadın insana hatırlattığı uçsuz bucaksız anılar ve daha neler neler. Kendimi müthiş bir yolculuğa başlamış gibi hissediyorum.

10 puan

tarif edilemeyecek kadar etkileyici, içine aldığında bırakmayan, bir ormanda nefes alırmışcasına derinlere sürükleyen eser

9 puan

Arkasından okunan herhangi bir kitabı eksik yazılmış diyerek değerlendiriyorsunuz bir süre.

10 puan

Proust? Bu kaç boyutlu bir algıdır ey zat-ı şahane?! Bu nasıl üstün bir ruhtur?!

Profil Resmi
9 puan

Bunun bir insan tarafından yazıldığına inanamıyorum.

10 puan

PROUST OKUMADAN ÖLMEYİN ..........

10 puan

resimag.com/60acfcc9.jpeg

9 puan

Uzun,sağlam cümleler…İncelikli betimlemeler..öyle ki kilise vitrayları ya da bir müzik cümlesinin insan ruhunda yarattığı çağrışımlar, kopardığı fırtınalar, sayfalarca anlatılıyor. Birinci bölümde–yaşını tam tahmin edemesem de çocuk olan- kahraman anlatıcının ruh hali, kişilik yapısı ve aile çevresi etraflıca veriliyor. İkinci bölümde, romandan aldığınız haz kat kat artıyor: Swann’ın Bir Aşkı. Kendi muhitinden ve bu çevrenin samimiyetsizliğinden sıkılmış bir adamın, farklı bir çevreden, üstelik de dış görünüşünü önceleri pek de beğenmediği, basit zevkleri olan, alelade bir kadına hastalıklı bir şekilde tutulması anlatılıyor.Yüksek sosyete çevresinde zeki, hoşsohbet,zarif bir insan olarak addedilen ve seçkin ,işlenmiş zevkleri olan Swann, sevgilisinin çevresinde dışlanan ve itici bulunan bir adam haline gelir.İnsanlar, nasıl ki kendilerinden olmayanları, kendileri gibi olmayanları ya muazzam çekici bulur ya da tanımaya bile yeltenmeden reddederse, Odette’nin çevresi kısa süre içinde Swann’ı reddetme; Odette ise önce çekici bulup sonradan uzaklaşma tavrı sergiliyor. Odette’yi pek de beğenmemişken onu Boticelli fresklerindeki bir yüzle ve sevdiği bir müzik cümlesiyle özdeşleştirip adeta zihnen kendini ona âşık eden Swann , zevk ve dünyalarının farklılığıyla belki de, yahut Odette’nin metres hayatına alışkınlığıyla, kıskançlık duygusunun pençesinde kıvrandığı ve bundan garip de bir haz aldığı uzunca bir dönem geçirir.Odette’nin kendini geri çekmesiyle Swann’ın aşkı iyice körüklenir.Aşk ve nefret gel-git’ini onunla beraber siz de yaşarsınız adeta.Aşkın; kişi,olay ve şeyleri olduğu gibi değil de âşıkın görmeyi arzuladığı gibi gösterdiği gerçeğini, âşık kişinin tuhaf bir şekilde kendini kandırmaya nasıl eğilimli olduğunu, Swann’ın aşkına tanık olurken bir kez daha anlar yahut hatırlarsınız.Odette’nin aşkını kaybetmediğini anladığı anda ona olan tutkusunu ve aşkını yitirir Swann! İnsan ne yaman çelişkilerle dolu, demekten kendinizi alamazsınız. Ancak Swann evlenir de onunla, bu da insan doğasının bir başka çelişkisi olarak karşımıza dikilir. Üçüncü bölümde kahraman anlatıcının, Swann’ın kızı Gilberte’ye olan platonik aşkının anlatılmasıyla bitiyor. Ben kitabı çok sevdim ve keyifle okudum.

9 puan

çok derin... edebiyata doymak isteyenler için uzun cümleleri,yoğun betimlemeleri ile mükemmel bir kitap.

bu zamana kadar okuduğum bazı yazarların tarz olarak Proust'tan etkilenmiş olduğunu açıkça gözlemledim.

kitap 3 bölümden oluşuyor;
en etkileyici ve kitabın ana hikayesini oluşturan ikinci bölüm Swann'ın Odette' e olan tutkulu ve saplantılı aşkını anlatıyor. aşkın doğma, büyüme, tutkuya ve hırsa dönüşme ve yok olma aşamalarını edebiyatın tüm hazzını hissederek okuyorsunuz.

"Demek ki gerçeklik, tıpkı yediğimiz bir bıçak darbesinin tepemizdeki bulutların hafif hareketiyle alakasızlığı gibi, ihtimallerle alakası olmayan bir şeydi."


Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski