yazıldığı tarihten bugünü kestirebildiği için, aslında ileri görüşlülüğe dair başarılı bir eser olduğunu düşünüyorum.
Etkileyici bir bilim-kurgu kitabı olmaktan öte, insanlığa dair önemli şeyler söyleyen, hissettiren bir kitap. Altı çizilesi birçok cümle var. 1984 ve Cesur Yeni Dünya ile iyi bir takım oluyorlar kesinlikle.
güzel bir roman bu da, ama mutlaka okunması gerekenler arasında olup olmadığı da tartışılır, çok ses getirmişti
http://mehtapvekitap.blogspot.com/2014/08/okudum-bitti-105-fahrenheit-451-ray.html
Adını çok duyduğum bir distopya. İlk başlarda içine girmekte zorlandım çünkü bana göre anlaşılmaz benzetmeler, istiareler akıcılığı aksattı. Bu duruma alışınca okumak daha keyifli oldu. Konusunun yaratıcı ve yenilikçi olduğunu kabul etmekle beraber göklere çıkarıldığı kadar çarpıcı bir eser olmadığını düşünüyorum. Yine de okunmasının yararlı olacağını ve okuyanın zamanını boşa harcamamış olacağını söyleyebilirim.
Kitabı okurken sanki 50 sene sonrasını görür gibi oldum.Yazar bir nevi geleceği görmüş ve yazmış.Her kesimden insanın okuması gereken bir kitap.
Ray Bradbury'nin okuduğum ilk kitabı. Anlatımı akıcı ve sade. Kitapsız bir dünyanın nelere yol açabileceğini çok sade bir kurguyla aktarmış. Atlanılmaması gereken kitaplardan biri.
Bir distopya şöleni mi değil, ya da ben aldığım duyumlardan çok büyük beklentiler içerisinde okudum, beklentilerimi karşıladı mı hayır, kurgu güzel anlatım yavan ama yine de okunur mu, evet ince okunabilir.
Görev icabı kitapları yakan bir adamın sonradan kitaplara olan aşkının kabarmasını anlatan güzel bir eser.
Söylenebilecek pek bir şey yok. Kesinlikle okuyun, durup düşünmeden edemeyeceksiniz bitirdiğinizde...
aslında ilk başta bu kitaba önyargıyla yaklaşmıştım.herkesin orda burda elinde gezdirdiği çerez niyetine okunup atılan popüler kitap olarak düşünüyordum. yanılmışım. kitap zaten 90 larda yazılmış ve sarsıcı bir distopya örneği sunuyor. umarım gerçekleşmez anlattığı.
Bi düzine alıp bi çok kişiye hediye etmek istiyorum. İlk defa bi kitap bana bunu hissettirdi insanların bu kitabı okumaması büyük kayıp olur.
Bir çoğumuzun bildiği üzere Fahrenheit 451 kağıdın yanma derecesi. Neden bu isim?
Çünkü kitabın konusu bu. Bir dünya düşünün kitaplar yasaklanmış.Evde kitap mı bulunduruyorsunuz hemen itfaiye gelir evinizi yakar.(İtfaiyenin asıl işlevinin yangın söndürmek değil ev yakmak olduğu bir dünya).
Eh her yasak kendi isyancısını da yaratır mantığıyla aklı mantığı yerine gelmeye başlayan ya da gelmiş ve sistemden hükümetten kaçan insanlar da var. Kaçanların çoğu da Ya harverd'da kürsü sahibi ya başka bir üniversitede hoca.
İnsanlar TV'lere hapsolmuş.Duvardan duvara Tv alıp saçma programları izlemek ana dertleri.
Yalnız bize çok uzak bir dünya da değil hani. Özellikle şu satırları okurken 'hadi canım aynı biz dedirtiyor.'
Eğer politik bakımdan mutsuz bir adam istemiyorsan, kaygılandıracak bir soruda ona iki bakış açısı verme, birini ver. Daha da iyisi hiç verme. Bırak savaş gibi bir şeyin var olduğunu unutsun. Eğer Devlet yetersizse, havaleliyse ve vergi delisiyse, insanların Devlet üzerine endişelenmesindense bırak
böyle olsun. Huzur, Montag. Onlara yarışmalar düzenle, en popüler şarkıların sözlerini, devletlerin başkentlerini veya Iowa'da geçen yıl ne kadar mısır yetiştirildiğini bilerek kazansınlar. Onları patlamalarına neden olmayacak bilgilerle doldur, öyle lanet olası olaylarla tıka basa yap ki, kendilerini bilgileriyle gerçekten zeki hissetsinler. Sonra düşündüklerini hissedecekler, hiç kımıldamadan hareket ettikleri hissine kapılacaklar ve mutlu olacaklar, çünkü bu tür olaylar değişmezler. Olayların bağlantılarını kurmaları için onlara felsefe ve sosyoloji gibi kaypak şeyler verme. O zaman melankolik olurlar. Bugünlerde birçok adamın yapabildiği gibi, TV duvarını ayırıp tekrar birleştiren kişi, insanı kaba, hayvansı hissettirmeden ölçülüp biçilemeyecek olan evreni ölçüp biçmeye çalışan kişiden daha mutludur. Biliyorum, ben denedim, cehenneme kadar yolu var. Sen kulüplerini ve partilerini, akrobatlarını ve sihirbazlarını, gözüpek adamlarını, jet arabalarını, motosiklet helikopterlerini, seks ve eroini, otomatik refleksle yapılacak her şeyi getir onlara.”
"Kitaplar bize ne tür eşekler ve aptallar olduğumuzu hatırlatmak içindir"..
Akılda kalıcı ve sarsıcı..1984 kadar hatta ondan daha da etkileyici diyebilirim.
Dili beni biraz zorladı başta .Çeviriden kaynaklı da olabilir fakat mutlaka okunmalı..
Kitaplarıları ne kadar yakarsanız yakın onları okuyanların zihinlerinden atmadıkça başarılı olamazsınız..
Günümüz çağını çok iyi ifade ediyor.Koyun haline gelenlerin ve getirenlerin hali ve buna rağmen gerçekleri görüp onlara sarılanların mücadelesi. Bir başyapıt.
Kitap akıcı, konusu ilginç ve orijinal. Kısa olduğu için de bir çırpıda bitiyor. Ancak ben bu kitabı distopya türü için yetersiz buldum. Toplum yapısının ve bireylerin ne hale geldiği daha detaylı anlatılmalıydı diye düşünüyorum.
Kitap yakma eylemine geçişin tarihi bile çok üstünkörü verilmiş, kısaca bahsedilmiş.
Açıkçası 1984, Cesur Yeni Dünya gibi kitaplara denk bir kitap okuyacağımı düşünerek başlamama rağmen o kitaplardaki derinliği bu kitapta bulamadım.
'Nehirden gideriz. Eski demiryolu hattına baktı. Veya şu taraftan gideriz. Veya artık otobanlarda yürürüz; içimizde bir şeyler biriktirmeye zamanımız olacak. Ve bir gün, içimizde uzun süre kaldıktan sonra, ellerimizden ve ağızlarımızdan dışarı çıkacak. Ve çoğu yanlış, ama tam yeteri kadarı doğru olacak. Bugün yürümeye başlayacağız sadece ve dünyayı, dünyanın ortalıkta yürüyüp konuşma tarzını, gerçek görünüşünü göreceğiz. Her şeyi şimdi görmek istiyorum. Ve içimize girecek şeylerin hiçbiri bende olmayacak olsa da, bir süre sonra hepsi içeride bir araya gelecek ve o zaman ben olacak. Şu dış dünyaya bak, Tanrım, Tanrım, dışarıdaki şu dünyaya bak, benim dışımda, yüzümün ötesinde ve ona gerçekten dokunmamın tek yolu onu nihayet ben olacağı yere koymam, kanımda olması ve günde bin çarpı on bin kez pompalanarak içimi turlaması. Onu sımsıkı tutacağım, asla kaçmasın diye. Bir gün dünyaya sımsıkı tutunacağım. Şimdi bir parmağım üstünde; bu bir başlangıç.'
1984ten sonra okuduğum en iyi distopyaydı.