Kitabın felsefi anlatımı, olaylara ve objelere bakış açısı ilginç, dikkat çekici ve düşündürücü. Maria ve Raif'in arasındaki karşılıksız sevgi bağı okuyucuyu duygulandırır. Sonunun ne olacağı az çok belliydi. O yüzden kitabı bitirdiğimde "Aaa" diye şaşkına dönmedim. Ama insana manevi anlamda pek çok duygular kazandıran, düşünce ufkunu genişleten bir başyapıt.
Hoş tutulan bir oyuncak olmak, onlara insan olmaktan daha kolay ve cazip geliyordu.. Sayfa: 97
Aklımda kalıp yüreğimde etkisi süren kitaplardan biri.Kitap bitince elinizde öylece kalıyorsunuz derin düşünceler arasında (;
Uzun zamandır okumak için fırsat kolladığım bir kitaptı ama umduğumu bulamadım. Hemen hemen her konuşma cümlesinin sonuna ünlem işareti konulmuş olması kitabı keyif alarak okumama engel oldu, sıradan bir cümlenin sonunda bile ünlem işareti bulunması yüzünden kitabı bitirmek içimden gelmedi ve bıraktım.
aşk her zaman iki kişiden bir bütün oluşturmaz. bazen de bir hiçe çevirir o bütünü. hemde insanın kendi iradesi, kendi duyguları ve kuruntularıyla... bu kuruntuların doğruluğunu-yanlışlığını çok sonra öğreniriz. fakat pişmanlık için bile çok geç kalmış olabiliriz..
Bazı cümlelerine tekrar tekrar dönüp okuduğum, duyguların kısa cümlelerle bu kadar güzel yaşatılabildiği muhteşem bir kitap.Aşkın ne kadar kutsal olduğuna inandım bir kez daha.
Niye bu kadar insan okumus niye bu kadar cok begenilmis 1950 yapimi bu kisa roman diye sordum kendime.ne zaman kitap bitti iste o zaman anladim sebebini 10/10
Bir ara o kadar çok popülerdi ki okumak istememiştim. Şimdilerde artık göremediğim için kitabı fazla okuyasım geldi ve okudum. İlk başlarında o kadar sıkıldım ki uykum gelirdi ve gözlerimi açık tutmakta zorlanırdım. Okumaya başlamadan önce bir kaç yoruma bakmıştım ve birinde "Okudum bitti, doğru bişey yapmış gibi hissediyorum" yazıyordu. Bu yoruma katılıyorum. Okudum bitti ve doğru bişey yaptım okumakla..
Düşünüp de dile getiremediğim bir sürü hissimi yazmış gibi Sabahattin Ali.
Çok kısa bir hikaye. Özlem, sevgi, dostluk, arkadaşlık, yabancılık bunların hepsi çok güzel anlatılmış.
Bu kitabı okuma listenizin bir yerine sıkıştırıp okumalısınız.
"Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün bir çok senelerinden daha dolu daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.."
"Zaten yalnızlığımın sebebi kitaplardaki kahramanları semtimde bulamayışım değil miydi.."
Kitabı bitirir bitirmez sıcağı sıcağına yorumlamak gerekirse kitap severlerin kesinlikle kitaplıklarında oİlması gereken bir kitap diye düşünüyorum.İlk sayfadan itibaren okuru bağlayan ve okur ile hem duygusal hemde zihinsel bağlantı gerçekleştirerek zihnindeki soruları psikolojik çözümlemelerle en iyi şekilde dile getiren fevkalede bir kitap.
Budur ya... Sonunda elime geçti de okuyabildim. O kadar samimi , o kadar içten ki. Benimde '' Ah Raif! '' diyesim geldi cidden. Harika ötesiydi , tatmin etmek ne demek , hazzın en harikasını aldım bu kitaptan. Sıcacık, dopdolu bir aşk hikayesi , güzel çözümlenmiş bir aşk psikolojisi.
Bazı kesimler kitabın dilinden rahatsız olabiliyor ,üzgünüm ama biraz daha kelime çalışıp bu kitabı öyle okumalarını tavsiye ediyorum kendilerine.
Tarzım mıydı? Hayır. Peki hoşuma gitti mi? İlginç ama hoşlandım:-) Son olarak "kitabın sonu"... Der susarım ;-)
bu kitabı bana ayrıldığım bir kız arkadaşım vermişti. belki onun etkisiyle daha ilgi çekici oldu benim için. ama yazarın diğer kitaplarını da okudum, anlatım tarzının gayet sade ve anlaşılır olduğunu düşünüyorum. geçenlerde ikinci kez okudum ve aynı zevki aldım. tavsiye ederim.
hoşlandığım çocuk okuyordu. bana anlattı az biraz. sırf o okuyor diye aldım okudum :D mükemmel ötesi bir kitaptı... neden 9 puan? çünkü; kızını bir kez öpseydi be Sabahattin Amca.. babasına kızını hasret koymuşsun beni çok üzdü bu. :\
Öyle sürükleyici öyle okuyucuyu içine çeken bir kitap ki insan bilmediği kelimelere takılmadan aynı zamanda da onları bir şekilde anlayarak okuyor.Sabahattin Ali'nin okuduğum ilk kitabı ve çok çok çok güzel okumayanlara okumalarını kesinlikle tavsiye ederim.
Ne kadar güzel bir sevgiyi anlatiyor Sabahattin Ali karakteri Raif bey sayesinde. Kürk Mantolu Madonna'nin bildigim bir sehirde olmasi da okurken bana ayrica zevk verdi.
ilk sayfalarında betimlemelerin yoğunluğundan dolayı sıkıldığım sonrasında beni dehşet bir şekilde saran bu kitabı,karakterlerini ve aşklarını hayatım boyunca unutacağımı sanmıyorum.
Okuduğum en güzel ve en etkileyici romanlardan bir tanesiydi.Bir günde bitirdim akıcılığı mükemmel.Yazarın diğer kitaplarını da okuyorum.
Baslari daha guzeldi aslinda bence. Fakat kitabin sonunu iyi baglamis. Bir de kitap cok karamsar, bir ara okurken baya sıkılmıstım. Ayrıca çok bilinmedik kelime var. Tasvirleri ve dili guzel fakat buna nispeten konusu biraz sacma.
Kitabın sonu hariç, oldukça şahane bir anlatım ve konu. Eminim bir çok insan, kendine yakın bulacaktır bir çok cümleyi, düşünceyi...
İçeriği hakkında bir fikrim yoktu. Kitabın adı bana daha farklı bir öykü ile karşılaşacağımı çağrıştırıyordu. Daha ilk sayfalarda, yazarın insan ile ilgili çok isabetli psikolojik analizler yapabildiğine şahit oldum. Psikoloji analiz merkezli bakış açısı insanı o yaşanan ana, olguya sürüklüyor. Yazarın psikoloji merkezli analizleri oldukça etkileyici, bazen bu analizler insanı derinden sarsıyor. İnsanın en derinlerinden geçen duygulara hitap ediyor. Ben yapı itibariyle öyle kolay kolay etkilenen insan değilim. Kitabın konusu o kadar da ahım şahım bir öykü de değil. Bu kitap beni nasıl bu kadar etkiledi diye bir an düşündüm. Sonra "içselleştirme" diye bir şeyin var olduğunu hatırladım. Bir kitabın başarısı okuyucunun o kitabı özümsemesine yani içselleştirmesine bağlıdır, okuyucu kitapla birlikte hareket ediyorsa yani üzülüyor, eğleniyor, şaşırıyorsa o kitap o kişiyi işselleştirmiştir. Konu ne kadar iyi veya kötü olursa olsun fark etmez, okuyucuyu gönülden yakalamayı başarmışsa o kitap okuyanı için muhteşem olur.
Kitabı okuyup nihayet son sayfasına gelince, kitabı okumaya başlamadan önce kitapla ilgili okuduğum yorumları göz önüne getirdim ki o yorumların çoğunda kitap aşırı derecede övülüyordu. O yorumlar, muhteşem, olağanüstü kelimelerinin dahi bu kitap için yetersiz kalacağı izlenimi veriyordu. Bu yorumların şartlanmışlığında kitabı okuyup bitirdiğimde, kitap aslında okadar da olağanüstü bir öykü içermediğine şahit oldum. Kitapta beni etkileyen şey konudan ziyade anlatım tarzı, kişilerin ruh hallerinin analizleri oldu. İnsanların iç dünyası ile ilgili olağanüstü analizler var kitapta. Kitabın sürükleyiciliği de iyi. Edebi içeriği de zengin sayılır. Kitap sanki yarım asır önce yazılmamış da günümüzde yazılmış gibi duruyor. Öykü yerli olmaktan çok batılı bir öyküye benziyor. Bu kitabı yazan bir yabancı olsaydı bu kişi ancak Dostoyevski olabilirdi. Maria Puder ile Raif Efendi Dostoyevski romanlarından fırlayıp çıkmış gibi bir izlenim uyandırıyorlar...
benim yaptığım;bu kitabı okumak değil yaşamaktı.Sanki kelimeler bana kendimi anlatıyordu ve 'gerçek ben'i gördüm istemeyerek.Gözümün içine baka baka bana kim olduğumu söyleyen
bu kitap unutamayacağım şeyler arasına girecek.Benim için sadece
kitap olarak kalmayacak.Kendinden kaçan herkes bu kitabı bir anda
okuyacaktır bundan eminim.
Belki bir çok kitapta, filmde karşılaştığımız hikayelerden biriydi... Sonunu tahmin edebileceğiniz türden... Belki bu kitaptan örnek alınan çok eser verilmişti bilemiyorum.
Ancak yine de hikayenin anlatılış biçimi yazarın ustalığını ele veriyordu.
Devamı:http://blogumabandim.blogspot.com/2014/07/kurk-mantolu-madonna-sabahattin-ali.html
Ne beşi ya sekiz kitap geride kalmışsın Vikitap, çok ayıp!
Şimdi ne okudu isem tekrar giriyorum...
Ki bu kitabın sonunu markete giderken yürüyerek okumuştum. Sarsılmış, küçülmüş ve kalakalmıştım...
Çok güzeldi, çok...