Toza Sor (Arthur Bandini, #3)

En Son Değerlendirmeler

Profil Resmi
9 puan

Hayatımı değiştirdi.

Profil Resmi
7 puan

Kitap yazmak isteyenler yazma/yaratma acısı çekenler için birebir. Yazarın kadınlara bakışı Mario Puzo'nun Aptallar erken ölürde ki tarzını hatırlatmıştır.

Profil Resmi
9 puan

Arturo Bandini. Ne balık ne de kuş.

10 puan

Biraz Aclik biraz Bulanti birazda Aylak Adam...

Profil Resmi
10 puan

Bayıldım desem abartı olmaz bence ;)

4 puan

kotuu....

10 yıl, 11 ay
7 puan

Malumunuz filmi de var ve Collin Farrell oynuyor iyi de oynuyor ama asıl olay Camilla' yı oynayan Salma Hayek. Yine malumunuz üzere afet-i azam kendisi. Film, kitap kadar iyi değildi bana göre. Kitap nasıldı, eh işte. Yeraltı edebiyatının hayranları kabul etmese de -ki büyüyünce ederler- yeniliğe kapalı, sürekli kendini tekrar eden ve bir iki örneği hariç vasat bir yazın türüdür yeraltı edebiyatı. Fante ne kadar yeraltı sayılır bilmem sonuçta gereksiz yere sağa sola sıçmıyor ya da birileriyle sikişmiyor ama işte bunları yapmadığı için ben Fante' yi ayırıyorum onlardan ve biraz daha üst bir seviyeye koyuyorum. Bunları yapan Bukowski' yi de severim ayrıca. Çünkü en azından taklit değildir, orijinaldir.
Bu kitaba gelirsek, yazar olmak isteyen genç Bandini' nin sefalet hayatına tanık oluyoruz. Tamam bu çok klişe ama Fante' ı ayıran üslubu. Üslup çok önemli bir mevzu edebiyatta. Fante' ın cümleleri akıp gidiyor zihninizde. Ve bu durum kitap boyunca hiç sekteye uğramıyor. Hiçbir yere takılıp başa dönme gereği duymuyorsunuz, hiçbir yerde heyecanınız artmıyor ama azalmıyor da. Ben zaten tek karakter üzerinden giden, o karakterin kahvesini, sigarasını, içkisini, hatununu anlatan kitapları severim, her erkek sever. Dolayısıyla bu kitabı da sevdim çünkü tam olarak bunu anlatıyor ama hepsi o kadar. Başka derdi yok kitabın. Al otobüste eve giderken oku, kuyrukta sıra beklerken oku vs. vs. Peki al Orhan Pamuk' u kuyrukta sıra beklerken oku? Yemez. Bir abim var, harika bir sahaftır. Ona dedim ki bir gün ya otobüste kitap okusana gelip giderken senelerdir bir şey okuduğun yok, o da dedi ki ''otobüste okuyup da anlayabileceğin kitabı okusan ne olur okumasan ne olur'' Kitap okumayı pek sevmeyen biriyseniz alın okuyun bunu, keyifli, akıcı, anlaşılır, özendirici... e haliyle başarılı; ama daha fazlası da değil.
Biraz daha içeriğe değinmek gerekirse eğer yine üslubu sayesinde karakterin neyi neden yaptığını açık açık anlatmasa da yazar siz çok iyi anlıyor, hissediyorsunuz. An geliyor helal lan diyor, an geliyor salak mısın ya diye sitem ediyorsunuz. Karakterle bu kadar yakın bağ kurabilince de ister istemez aynı sizi anlatıyor oluyor yazar. Ama anlatmıyor tabii. Aynı bizi anlatsaydı, o; Fante olmazdı.
Bandini, hiçbir kızla ilşki yaşamamış karşı cinse aç bir karakter. Zaten nasıl iletişim kuracağını da pek bilemiyor. Kendi olmaktan çok kendine biçtiği rolü oynamaya kalkıyor ama sonrasında ilk aşkın da verdiği gazla duygular önüne geçiyor mantığın ve kendisini fena halde Camilla' ya kaptırıyor. Burayı gerçekçi bulsam da biraz fazla dramatik buldum, gerek yokmuş bence bu kadarına ama tam bundan şikayetçi olacağım anda küçük bir paragrafla hayranlığımı kazandı Fante.

Spoiler geliyor; 147. sayfada Bandini, Camilla' nın dolabın içinde ot çektiğini biliyor ve tam kapıyı açacakken vazgeçiyor. Onu kendi haline bırakmanın daha doğru olacağına karar veriyor. Spoiler bitti.

Benim için bu çok önemli bir şey. Robotum Ama Sorun Değil filmini anımsattı bu küçük paragraf. İkisi arasındaki ilişkilerde tek hoşuma gitmeyen yan Bandini' nin fazla fedakar tavırlarıydı(bu da Türev filmini anımsattı, -Sammy, Zagor oluyor haliyle- ey başını usul usul yürü şimdi) ki bunu da ilk aşk acemiliğine verebilirim. Onun dışında muazzam bir ilişkileri var. Bir hatun var, acayip seksi bir şey ona diyorum bazen, ben ilişkilere karşıyım, senin de kimle ne yaptığın umurumda değil ama bana ayırdığın zamanlar gerçek olsun yeter diye, kızıyor tabii, sevsen böyle düşünmezsin diyor. Farklı düşünsem, hissetsem bile sana yansıtmaya hakkım yok, senin içinden gelene saygı duymam gerek diyorum. Bandini böyle söylemiyor, bir adım daha ileri gidip böyle yaşıyor. Sakın tam da beni anlatıyor olmasın Fante? :)

Beat kuşağının doğumundan 20 30 yıl önce o kuşağın izlerini taşıyan bir kitap yazmak ise başlı başına bir yıldız zaten. Ben bu kitabı kendi türünde değerlendirecek olsam 8-9 yıldız verirdim ama dediğim gibi, bunlar hafif siklet kitaplar ve diğer kitaplara haksızlık olur bunlara kusursuz demek. Kendi türünün en iyi örneklerinden biri, o yüzden 7 yıldız.

7 puan

neden yüceltildiğini anlayamadığım yeraltı edebiyatı severlerin başucu eserlerinden biri. kötü değil ama efsane de değil bence.

alıntı da yapayım tam olsun:


" - Bir dua. Neden olmasın, tek bir dua: duygusal nedenlerden ötürü. Tanrım, artık bir ateist olduğum için beni bağışla, ama Nietzsche'yi okudun mu? Ne kitap! Ulu Tanrım, sana karşı dürüst olacağım. Bir teklifte bulunacağım sana. Benden büyük bir yazar yarat kiliseye döneyim. Ve lütfen Tanrım, bir ricam daha olacak: annemi mutlu kıl, ihtiyar o kadar önemli değil, onun şarabı var ve sıhhati yerinde, ama annem her şeye kaygılanır. Amin."

9 puan

Kitap okumuyorsun da film setinin içindesin ve onu yaşıyorsun sanki. Dili çok akıcı...

6 puan

sonlara doğru gerçekten güzeldi...

6 puan

Kitap bana göre hiç büyütülecek abartılacak bir kitap değil. Ancak benim derdim daha çok Bukowski'nin kitabın ön sözünde yazdıklarıyla ilgili. Kendi yüzeysel gerçekliğini, dünyanın tüm gerçekçiliği gibi ele alıp, onu yücelterek diğer gerçeklikleri yalan bulması, Bukowski'nin yüzeysel bir insan olmasından başka türlü açıklanamaz. Yani siz aç kalıp, 4 gün sürekli portakal yememiş, bir kadınla sevişmeye çalışırken bunu becerememiş ve siz o kadını severken kadın başkası için ağlamıyorsa bu pek de gerçekçi değil Bukowski'ye göre. Tolstoy ve Shakespeare'nin ince ve derin acıları Bukowski'ye göre yalandır, çünkü o bir tek Amerika'nın sığ gerçekliğini gerçek sayar.

10 puan

Yazarın yalın anlatımını da, zavallı kahramanımız Bandini'nin saf, komik,ezik, aşık hallerini de çok sevdim. Yeraltı edebiyatına yumuşak bir geçiş niteliğinde kısa ama derin bir kitap. Artık favorilerim arasında.

8 puan

http://moonlightcat13.blogspot.com/2017/03/toza-sor-john-fante.html

Profil Resmi
8 puan

Eziklikle naiflik arasında mekik dokuyan bir insanın, bastırılmış kibrini yansıtan bir kitap.

10 puan

Arturo Bandini, hüznünü mizahla harmanlayan; kendine acımasıyla, alelade herhangi bir yerde kendine kapanıp rahatlayana kadar ağlamalarıyla, her şeye rağmen sevdiği kadının sevdiği insana dahi merhamet duyup onun için sabahlara kadar uğraşmasıyla ve ağlayan bir insanı teselli etmek için kendi acziyetlerini ortaya dökmesiyle insanın ne demek olduğunu okuyana hatırlatan güzel yürekli adam. O hafif burnu büyük triplerinin dahi altında yatan mücadeleyi unutmayacağım.

Arturo Bandini: ne balık ne de kuş*

9 puan

Arturo Bandini. Ne balık ne de bir kuş.

tanrıya inancını yitirmeye başlayan ancak ateist olduğu için tanrıdan özür dileyecek kadar içine işlemiş, öğretilmiş bir tanrı figürüne sahip -yine bana göre suçlayacak/sığınacak bir kavrama duyduğu ihtiyaç sebebiyle tam olarak bırakamaz tanrıyı- ve zina yaptığı için tüm şehrin cezalandırıldığını düşünecek kadar dev bir ego ya da derin bir masumiyet.
Portakaldan başka yiyecek bir şeyi olmayan, açlıktan süt çalmayı düşünen ama bunu kendine yediremeyen (çalmayacaktı canım, sadece yazacağı bir roman için bir deneyim yaşayacaktı!), kadınlara karşı aşırı utangaç yanını dört bir tarafını sarmış olan komik yazar egosu ile gizlemeye çalıştıkça daha da batan Arturo Bandini’yi sevmemek olur mu hiç? :)
mutluluk arayışı ya da aramayışı ise hayret verici, ilgi çekici; fakat belki hakkındaki en güzel şey ise bu kadar farklı olmasına rağmen içimizdeki parçalardan meydana gelmesi.
Arturo’yu anlamak için tek bir kitap (toza sor) yetmez. Onu anlamak için diğer tüm kitapları okumak gerekir. Eline para geçtiğinde çılgınca ve boşvermişçe alışveriş yapmasına bayılıyorum. Özellikle Sammy’e yazdığı bir mektup var ki aklıma geldikçe okurum. “küçük orospu bu gece buradaydı; biliyorsun sammy, şu harikulade vücutlu, beyinsiz meksikalı.” Diye başlar. :)
Yaklaşık tüm kitapları okumam 1.5 ayımı aldı ve kitaplar bitince düştüğüm boşluğu sanırım anlatamam.

9 puan

.Her satiri muhtesem anlamli ve basit.Basit oldugu kadar da duygusal icten.Cok ince bir kitap olmasina ragmen insani kusatan bir derinlik var.Kesinlikle tavsiye ederim.Alisilmisin disinda bir anlatim var.Insani etkisine aliyor ve kitap bittiginde bile kitap kucaginizda hala kitabin icindesiniz.

10 puan

Mükemmel! Başıma gelen en güzel şeylerden biri.

11 yıl, 10 ay
10 puan

Bukowski, Fante'nin bu kitabı için müthiş şeyler söylemiş. Fante benim tanrımdı diyor. Gerçekten akıcı, müthiş bir dil. Bukowski'nin dediği gibi, romantizmi Bukowski vari bir hayata nasıl da yedirmiş! "Bukowski vari bir hayat" olum çok güzel söyledim lan. Ne güzel oldu! Demek istediğim, bukowskinin serseriliğinin, yitirmişliğinin üzerine romantizm koymuş Fante! Hem de kitabı daha bitirmedim, oh!

*
Edit: Toza Sor'u okuyalı iki saat oldu. Az önce yine uyumayı denedim, olmadı. Fante'yi, Bandini'yi, Camilla'yı özlemekten uyuyamıyorum!

10 puan

En sevdiğim kitaplardan biridir. Filmi de var ama önce kitabını okumalısınız. Arturo Bandini benim kahramanım olmuştu.

8 puan

Yeraltı edebiyatına güzel bir örnek bu eser.Yazarın dilini,üslubunu beğendiğimi söyleyebilirim.

8 puan

Başlamamla bitirmem bir oldu. Kitabı çok beğendim. Okuru etkileyen bir yazım.

Profil Resmi
8 puan

Charles Bukowski, "John Fante benim Tanrımdır." diyor, ben daha başka bir şey demiyorum.

Profil Resmi
9 puan

Toza Sor aynen Charles Bukowski'nin de yazdığı gibi öyle sarıp sarmalıyorki elinden bırakmadan bitip gidiyor. Sonra da keşke daha yavaş okusaydım diye düşünüyorsun.

10 puan

Çok beğendim. Farklı bir anlatımı olmasına rağmen sayfalar akıp gidiyor. Bukowski'nin de dediği gibi "Mizah ve acının olağanüstü bir kolaylıkla iç içe geçtiği bir kitap."

Profil Resmi
7 puan

Genç bir yazarın serüveni farklı bir üslupla anlatılmış... Bazı yerlerde sıkılsam da finaliyle gönlümü almış bir eser...

kitaptan bir alıntı

‘ Tanrım, artık bir ateist olduğum için beni bağışla, ama Nietzsche’i okudun mu? Ne kitap! Ulu Tanrım, sana karşı dürüst olacağım. Bir teklifte bulunacağım sana. Benden büyük bir yazar yarat kiliseye döneyim.’

10 yıl, 11 ay
10 puan

Basit kurgu,İmkansız aşk,müthiş kelimeler,harika ötesi bir kitap.Arturo Bandini sen favori karakterlerimden birisin bu artık kesinleşti:))Ve Bukowskinin ne demek istediğini gerçekten anladım:)

8 puan

Yazarın dili çok iyi.Akıp gidiyor adeta.Bukowski'nin övgülerini sonuna kadar hak etmiş.

10 puan

bu ara boyle tadi damagimda kalan kitaplar okuyorum.ne mutlu bana.fante ile tanisma kitabimdi.herkesin de ilk bu kitabini oku demesinin ardinda varmis bir neden.ve tanistiranlara selamlar _handanbalioglu :)

7 puan

Hic Charles Bukowski okumamis olsam da onu"benim Tanrim" diyecek kadar etkileyen bir yazari merak ettim... Fante adina yorum yapamam cunku henuz bir kitabini okudum. Kitap ise guzeldi. Fante'nin farkli bir uslubu var ve ben sevdim. Bandini tuhaf bir karakter yer yer nefret ettim yer yer sevdim sonunda ise acidim.

geri 1 | 2